Ezgi Mola, hamilelik sürecinin peşinden zamanı evladı Can için ayırıyor. Meşhur oyuncu bakıcılık fikrine de sert çıkış yapmış oldu.
Mustafa Aksallı ile 8 Mayıs’ta yaşamını birleştiren Ezgi Mola, evlilik sonrasında hamilelik süreci yaşamaya başlamıştı. Bundan dolayı yeni dönem projelerinde rol almayan meşhur oyuncunun bundan sonraki süreçte de pek fazla ekranlarda olmayacağı görüldü. 4 senelik ilişkisini evlilik ile sonlandırdıktan sonrasında eşiyle beraber mutlu bir yaşam devam eden Ezgi Mola, hamilelik döneminde de toplumsal medyada yakından takip edilmişti. 23 Kasım’da gerçekleşen doğum ile Can adını verdikleri evlatların kavuşan çift, şu anda çocuklarıyla beraber yaşıyor. Çiftin ilk evladı olması sebebiyle coşku yaşadıkları görülürken Ezgi Mola, çocuğuyla beraber Kuruçeşme’de objektiflere takıldı.
“Bakıcı Seçeneğini Düşünmüyorum”
Muhabirlerin sorularını yanıtlayan meşhur oyuncu, çocuğunun tekrar olmayacak çocukluk dönemlerinde yanında olmak istediğini ve bu yüzden de bakıcı seçeneğini asla düşünmediğini söylemiş oldu. Bu anları kaçırmak istemediği için çocuğuyla beraber vaktini geçirdiğini de aktaran Ezgi Mola, bundan sonraki süreçte de düşüncesinin aynı olacağını söylemiş oldu.
Muhabirlerin bakıcı sorularına açık yüreklilikle cevap veren Mola, “Bakıcı olsun da pek istemiyorum aslına bakarsak… Şundan dolayı benim benzer biçimde bakabilir mi, benim kadar bakabilir mi? Buna inanmıyorum. Doğrusu bu zamanlarını bir kez yaşıyoruz. Bir de kırk yılda bir çocuğum olmuş. Bu anı kaçıramam. Kalabalık da bir aile severim ben… ‘Ay ne güzel’ derim kalabalık bir aile görünce… Hep birlikte bizimle büyümesi bence daha iyi bilhassa şu sıralar” dedi.
Kaynak: magazinhaberleri
Karanlık gecenin ortasında, yıldızların ışığı altında, kelime dokusunun mistik dünyasında dolaşan bir yazar var: Burcu Kara. Adıyla anılan bu gizemli varlık, kelimelerin derinliklerine yolculuk eden bir büyücüdür. Anlatıları, gerçeklikle hayal arasındaki ince çizgiyi bulanıklaştırır ve okuyucularını muhteşem maceraların içine sürükler. Doğumu, bir geceyarısı fırtınası eşliğinde, yıldırımın çaktığı bir anın gölgesinde gerçekleşti. O andan itibaren, Burcu Kara’nın kaderi, yazının büyüsüyle şekillenmeye başladı. Küçük yaşta, gizemli ormanların derinliklerinde kaybolup, masalların sırlarını keşfetti. Bu sırlar, ona içindeki efsanevi dünyayı keşfetme cesaretini verdi.