Türkiye’de son dönemlerde en oldukça konuşulan konulardan birisi ıstakoz olurken Armağan Çağlayan dikkat çeken bir açıklamada bulunmuş oldu. İşte detaylar.
Türkiye’de AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı’nın ‘ıstakoz’ paylaşımı sonrasında başlamış olan tartışmalar devam ediyor. Toplumsal medyada geniş yer gören bu durum, Bursalı’nın ve AK Parti’nin ağır bir halde eleştirilmesine niçin olmuştu. Gündemdeki bu sıcak mevzu sonrasında Twitter üstünden bir izahat meydana getiren meşhur televizyoncu Armağan Çağlayan Ajda Pekkan ile yaşamış olduğu anısını paylaştı.
“Size Istakoz Anısı Anlatayım mı?”
Twitter hesabından yapmış olduğu paylaşımda takipçilerine “Size ıstakoz anısı anlatayım mı” diyerek mevzuya girerken Ajda Pekkan ile yaşamış olduğu anısıyla herkesi şaşırttı. “Size bir ıstakoz anısı anlatayım mı? Seneler ilkin dadı dizisini çekiyoruz. Konuk oyuncu olarak Ajda Pekkan gelecek. Ajda Hanım’ın oynayacağı sahnede ıstakoz yenilecek. Ben ıstakozları getirttim. Sofrayı prodüksiyona kurdurttum. Cillop benzer biçimde sofra. 3 ıstakoz var masada. Gözüm benzer biçimde bakıyorum, çekim başlamadan ıstakozların başına bir şey gelmesin diye. Senaryo gereği yemeleri gerekiyor ıstakozları…” diyerek anısına başlamış olan Armağan Çağlayan çekim esnasında Ajda Pekkan’ın huzursuzluk yaşamasıyla beraber olayların oldukça değişik bir yöne gittiğini beyan etti.
Yönetmenin kızması üstüne Ajda Pekkan ile konuşmaya gittiğini aktaran meşhur isim, Ajda Pekkan’ın niçin ıstakoz yiyecek istemediğini sonrasında anladığını sadece durumun kurtarılamadığını şu sözlerle söyledi; ‘Yiyemem şekerim’ dedi Ajda Hanım. Ben alerjisi var zannettim. “Aa keşke söyleseydiniz , başka şey yazılırdı” dedim. Ajda Hanım baka sinirle döndü ‘Şekerim bunu yiyecek için ıstakoz parçalayıcı, ıstakoz çatalı lazım! Iyi mi yiyeyim?’ dedi. Meğer bir de alet edavatı varmış. Doğal biz nereden bilelim o zamanlar. Çekim iptal! Çekemedik o gün. Bir de güzel fırça yemiştim, bilmiyorsan araştır diye!”
Kaynak: magazinhaberleri
Karanlık gecenin ortasında, yıldızların ışığı altında, kelime dokusunun mistik dünyasında dolaşan bir yazar var: Burcu Kara. Adıyla anılan bu gizemli varlık, kelimelerin derinliklerine yolculuk eden bir büyücüdür. Anlatıları, gerçeklikle hayal arasındaki ince çizgiyi bulanıklaştırır ve okuyucularını muhteşem maceraların içine sürükler. Doğumu, bir geceyarısı fırtınası eşliğinde, yıldırımın çaktığı bir anın gölgesinde gerçekleşti. O andan itibaren, Burcu Kara’nın kaderi, yazının büyüsüyle şekillenmeye başladı. Küçük yaşta, gizemli ormanların derinliklerinde kaybolup, masalların sırlarını keşfetti. Bu sırlar, ona içindeki efsanevi dünyayı keşfetme cesaretini verdi.